12 Ocak 2015 Pazartesi

UMRE TURLARIMIZIN TARİHLERİ KESİNLEŞTİ

UMRE TURLARIMIZIN TARİHLERİ KESİNLEŞTİ


08- 15 MART  2015 [ 7 GECE– 8 GÜN ]
Kutsal  Topraklarımızın  izinde

1.Gün
İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminalinde Candoğan Turizm yetkilisi ile buluşuyor Türk Havayollarının tarifeli seferi ile İstanbul Atatürk havalimanına uçuyoruz. İstanbul havalimanına varışın ardından, dış hatlar gidiş terminalindeki pasaport ve check in işlemlerini yapıyor ve Cidde’ye uçuyoruz. Cidde’de pasaport işlemlerinin ardından bizi bekleyen otobüsümüzle Mekke’ye varıyor ve otelimize yerleşiyoruz. (Cidde – Mekke 100 km’dir) Otele dinlendikten sonra din hocamızın eşliğinde ilk umre vazifesini yapmak için Kabe’ye (Harem-i Şerif ) gidip tavafımızı yapıyoruz. Ardından Safa-Merve tepeleri arasında say’ımızı tamamlıyoruz. Böylece Umrenin zorunlu rukünlerini yerine getirmiş oluyoruz.
2.Gün
Otelde kahvaltımızı yapıyor topluca öğle namazımızı da Kâbe’de kılıyoruz.   Daha sonra  dinlenme fırsatı buluyoruz. İsteğe göre İkindi ve akşam namazlarımızı da Kâbe’de kıldıktan sonra  akşam yemeği için otele dönüyoruz. İsteyenler tekrar Kâbe’ye dönüp ibadetlerine devam edebilirler. Konaklama otelimizde.
3.Gün
Sabah namazı ve kahvaltımızın ardından isteyenlerle 2. Umre (resmi ziyaret) için Curana’ye(MİKAD YERİ) gidip hazırlık yapıyoruz. Niyet duasını ve namazımızı tamamladıktan sonra, aynı noktadan Mekke’ye dönüp resmi olarak ikinci defa Tavaf ve Say yapıyor ve 2. Umremizi tamamlıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Mekke’deki otelimizde.
4.Gün
Sabah kahvaltısından sonra ikindi namazına kadar ibadet için serbest zaman kullanıyor ve ikindi namazından sonra meşhur HudeybiyeBarışının (M.S 628) yapıldığı kutsal alanı ziyaret ediyoruz.(Hz. Muhammed’in Mekke’lilerle yaptığı bu barışta (anlaşma) gösterdiği tavır sayesinde İslamiyet Mekke’de hızla yayılmıştır).ARAFAT’a,MİNA‘ya Sevr Mağrasına(aşağıdan görüyoruz.)gidiyoruz.Akşam yemeği ve konaklama Mekke’deki otelimizde.
5.Gün
Sabah kahvaltısının ardından yani değerli misafirlerimizin Kabe’yi selamlamasından sonra Medine’ye gitmek üzere yola çıkıyoruz.Suudi Arabistan’da az bulunan klimalı otobüslerle birkaç saatlik yolculuğun ardından Medine’ye varıyoruz.Otele yerleştikten sonra din hocamızın yada rehberimizin eşliğindeMescid-i Nebeviyi,Hz. Muhammed’in kabrini(Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir’in kabirleride aynı yerde) ziyaret ediyoruz.Çevresindeki eski Osmanlı mescidi ile yeni yapılan mescidi geziyoruz.Akşam yemeği ve konaklama Medine’deki otelimizde..
6.Gün
Sabah otelimizin önünden hareket ediyor ve Medine kenti ile etrafındaki kutsal alanları ziyaret ediyoruz. Hendek ve UhudSavaşlarının yapıldığı alanlar Küba mescidi, Osmanlı devletinden kalan Hicaz demiryolunun Medine Gar binası, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’in evleri ve Cenneti El Vaki Kabristanı göreceğimiz yerler arasında. Akşam yemeği ve konaklama Medine’deki otelimizde.
7.Gün
Harem-i Şerifte(Mescit-i Nebevi)ibadetlerimizi yapıyoruz.Ertesi gün ki dönüş için hazırlıklarımızı yapıyor ve alışverişlerimizi tamamlıyoruz.
8.Gün
Medine’deki  son günümüzde  kahvaltıdan sonra zamanımızı dilediğimizce değerlendiriyoruz. Daha sonra Medine  havalimanınahareket ediyoruz. Bagaj ve check in işlemlerimizin ardından Türk Hava Yollarının uçuşu ile İstanbul’a uçuyoruz. Takriben üç saatlik uçuştan sonra da İstanbul’a varıyoruz. ArdındanTürk Hava Yollarının İzmir seferi ile İzmir’e varıyoruz. Bir başka CANDOĞAN TURİZM seyahatinde buluşmak dileği  ile ayrılıyoruz.
Umre nedir, nasıl yapılır ?

Umre, hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan, tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir. Umrenin farzı ikidir. İhram ve tavaf. İhram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve tıraş olmak ise vaciptir.

Umre, ömürde bir defa, Hanefi ve Maliki’de sünnet, Şafii ve Hanbeli’de farzdır.

İhrama girme yerleri:
Mekke’ye mikât sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki mikâtlardan birinde ihrama girerler. Mekke’de bulunulduğu esnada umre yapmak istenirse, Mekkeliler gibi, Harem Bölgesi dışına çıkılarak ihrama girilir.

Umre nasıl yapılır
1- Mikât sınırlarının birinde ihrama girilir ve niyet edilir.

2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır.
Tavaf esnasında iztibâ ve ilk üç şavtta remel de yapılır.

3- Tavaf namazından sonra Mes’aya gidilerek umrenin sa’yi yapılır.

4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.
Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife’deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur.

Okunacak dualar: Buraya yazmadık.
Mutlaka o duaları okumak da şart değil, herkes bildiği duaları okuyabilir.

İş ve umre
Sual: Bir iş için Suudi Arabistan’a giden kimse, Mekke’ye gidip ihrama girerek umre yapabilir mi?
CEVAP
Suudi Arabistan’ın hangi yerine gittiğinizi yazmamışsınız. Eğer mikât denilen yerin içinde iseniz, dışına çıkıp ihram giyerek öyle Mekke’ye gitmeniz gerekir. Mikât’ta ihrama girmek gerekir. Daha önce de giyilse olur. Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki:
Hac için, ömre için, ticaret için veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur.

Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile, ihramsız Harem’e girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

Umre ve farz
Sual: Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi caiz midir?
CEVAP
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124)

Umre sünnet midir?
Sual: Umre sünnet midir?
CEVAP
Umre, Hanefî ve Mâlikî mezhebinde müekked sünnettir. Şâfiî’de ömürde bir defa umre yapmak farzdır, ancak hemen yerine getirilmesi gerekmez. Hanbelî’de ise, ilk fırsatta hemen yerine getirilmesi gereken bir farzdır. (Mizan-ül kübra)
Kaynak:http://www.umrenasilyapilir.net/
Mekke (Arapça:مكة)Suudi Arabistan'da Mekke Bölgesi'nin yönetim merkezi olan şehir.
Mekke, Arap Yarımadası'nın batısında bulunan eski Hicaz bölgesinde ve Kızıldeniz'in doğusunda yer alır. İslâm dinininde önemli yeri olan kutsal bir şehirdir. Zira İslâm dininin peygamberi Muhammed burada doğmuş, kutsal kitabı Kur'an-ı Kerimburada indirilmeye başlanmış ve Beytullah denilen Kâbe de yine bu şehirde yer almaktadır. Kur'an'da 'şehirlerin anası'(ummu'l kur'a) sıfatıyla anılır. Günümüzde ise her yıl milyonlarca müslümanın ziyaret ettiği kent Riyad ve Cidde'den sonra ülkenin 3. büyük kentidir.
Mekke'nin bilinen en eski ismi Bekke'dir. Bazı kaynaklar Mekke'nin, hem şehir hem de Kabe'yi karşılayan bir isim olduğunu belirtirken, diğer bazı kaynaklar da Mekke'nin, Harem'in tamamını kapsayan kısmına dendiğini; Bekke'nin ise bu mescidin ayrı bir ismi olduğunu belirtmişlerdir.[1][2] Dilbilimciler ise Mekke ile Bekke'nin aynı şeyi ifade ettiğini kabul etmektedirler.[3]Mekke ve Bekke, Babil dili'nde 'ev' anlamında olup, Amelikalılar tarafından bu yerin ismi olarak kullanılmıştır. Batlamyus ise Mekke'ye Macorabba demiştir.

Mekke şehri, geçmişi MÖ 2000'li yıllara kadar uzanan eski bir şehirdir. Her ne kadar kutsallığının peygamber Muhammed'in burada doğmuş olmasından kaynaklandığı sanılsa da asıl kutsallığı İbrahim peygambere dayanmaktadır. İslâm kaynaklarına göre, İbrahim'in ikinci eşi Hacer'den İsmail adında bir erkek çocuğu dünyaya gelir. Fakat ilk eşiSare bu durumu kabullenemez ve Hacer ile İsmail'i yanından uzaklaştırmasını ister. İbrahim ikisini alarak Allah'ın kendisine bildirmesiyle bugün Mekke'nin bulunduğu alana getirir. Onları buraya bırakır ve geri döner. Çorak ve ıssız bir vadide yalnız kalan anne ve oğlu buraya yerleşir. Zamanla ticaret için bu bölgeden geçen Arap kabilesi Cürhümiler, Hacer'in açtığıZemzem adı verilen su kaynağının yaşanılır hale getirdiği bu yere yerleşerek şehrin ilk sakinleri olurlar. İbrahim daha sonra tekrar buraya gelir ve Allah'ın bildirmesiyle oğlu İsmaille Kabe'yi inşa eder. Bu zamandan itibaren Kabe bir hac yeri olarak belirlenir ve İbrahim peygambere inananlarla Arap kabilelerin ibadet merkezi olur.
Yüzyıllarca bir hac merkezi olarak kalan Mekke zamanla büyüdü ve Arap Yarımadası'nın önemli bir ticaret şehri haline geldi. İsmailin soyundan gelen ve şehrin en soylu ailesi olan Kureyşoğulları'na mensub olan Muhammed 571'de burada doğmuştur. İslâm dinine göre 40 yaşına kadar burada yaşadıktan sonra Mekke yakınlarındaki Hira mağarası'nda Kur'an kendisine indirilmeye başlanmış ve en son İlahi dini bu şehirde açıklamıştır. Yeni dini kabul etmeyen Mekkelilerle ve özellikle şehrin ileri gelenleri ile büyük mücadelelerde bulunmuş, Mekke'de yaşam imkanı kalmayınca da Medine şehrine göç etmiştir. (Bknz: Hicret)
Uzun yıllar Medine'de yaşadıktan sonra, artık güçlenen Müslümanlarla tekrar buraya gelmiş, 630 yılında ise şehri savaşmadan almıştır. Burada hac ibadetini yerine getirmiş, veda haccını okumuş, Mekke'de kalmayarak aynı yıl Medine'ye dönmüştür.
MEDİNE
Medine (Arapça: المدينة المنورة veya المدينة), Suudi Arabistan'ın Mekke kuzeyinde yer alan şehridir. Eski adı Yesrib (Arapça: يثرب)'dir. Medine'ye, Medirra, Medirke, Meddiyne, Mezzine de denmiştir. İslam dini için özel bir şehirdir.

İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın 622 yılında Mekke'den hicret etmek zorunda kaldığı, Mekke'nin 450 km. kuzeydeki kentin Hicretten önceki adı 'Yesrib'dir. Şehrin ismi hicretten sonra Muhammed tarafından "Medinet'ül Münevvere" (aydınlanmış şehir) olarak değiştirilmiştir. Melikşah döneminde (1072-1092) Selçuklu topraklarına katılmasıyla Türk egemenliğine giren Medine, daha sonra tüm Hicaz bölgesi gibi sırasıyla Eyyubi ve Memluk devletlerinin topraklarına katıldı. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim'in Memluk ordusunu Ridaniye Savaşı'nda mağlup etmesiyle tüm Hicaz bölgesiyle birlikte Medine de Osmanlı Devleti'nin topraklarına katıldı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde II. Abdülhamit tarafından Medine'ye kadar demiryolu hattı inşa ettirilmiştir. Haydarpaşagarından tren ile Medine'ye 3gün içinde ulaşım sağlanmakta idi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında başlayan Arap Ayaklanması sırasında tüm çevre kentleri isyancıların eline geçerken,Medine Kalesi daha sonra "Medine Müdafii" unvanını alacak Fahrettin Paşa'nın komutasındaki Türk askerlerinin zor koşullara rağmen kahramanca direnişiyle savaşın sonuna kadar Osmanlı Devleti'nin elinde kaldığı gibi, 30 Ekim 1918'de imzalananMondros Mütarekesi'nden sonra da Fahrettin Paşa kenti teslim etmedi. 20 Ocak 1919'da Osmanlı başkentinden gelen talimat sonucunda buradaki birlik teslim oldu ve şehirdeki Türk egemenliği sona erdi.
MESCİD-İ NEBEVİ
Mescid-i Nebevî (Arapçaالمسجد النبويHicret'ten sonra Medine'de Muhammed bin Abdullah ile arkadaşları tarafından inşa edilen, İslam Peygamberi Muhammed'in kabrinin de içerisinde bulunduğu mescittirNebevi Arapça'da "peygambere ait", tamlamanın anlamı daPeygamber Mescidi'dir. Mekke'de bulunan Mescid-i Haram'dan sonra Müslümanlara göre ikinci en kutsal mescittir.
Mescid-i Nebevî ya da Mescidi Nebi ilk inşasında basit yapılıydı. Hurma kütüklerinden sütunları, hurma dallarından çatısı, taşlardan duvarları vardı. Hemen bitişiğindeki ev kısmı da (bugün kabirdir) kerpiçtendi. Minberimihrabı yoktu. Muhammed Cuma konuşmalarını minber olmadığından bir ağaç kütüğünün üstünde yapardı. Mescidin bir bölümü Suffe denilen fakirlere ayrılmıştı.
654 yılındaki deprem ve yangında bu mescit yanmıştır. EmevilerAbbasilerMemlükler ve Osmanlılar dönemlerinde yeniden yapılmıştır. Halifeler Ebu Bekir ve Ömer bin Hattab'ın kabirleri de buradadır.
kaynak:wikipedia


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder